Yazar: Ceren Oğuz
Küresel ısınma, atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratarak yeryüzündeki sıcaklığı artırmasıdır. Gezegenin atmosferindeki ışınımsal olarak aktif bulunan gazlar enerjiyi her yöne dağıtır. Bu yayınımın bir bölümü gezegen yüzeyine doğru olur ve onu ısıtır. Su buharı,karbondioksit,metan gazı ve ozon sera gazları arasındadır. İnsan aktiviteleri sonucu sera etkisinin gücünün artmasına ”antropojenik sera etkisi” adı verilir. Bu etki çoğunlukla atmosferik karbondioksit seviyesinin artması sonucu gerçekleşir. [1]

Karbondioksit üretimi fosil yakıt kullanımı,çimento üretimi ve tropik ormanların tahrip edilmesiyle oluşur. Fakat WWF, Greenpeace gibi doğal çevreyi koruma amacıyla kurulmuş pek çok kuruluşun kabul etmek istemediği bir gerçek vardır ki o da hayvancılığın sera gazı salınımı üzerindeki çarpıcı etkisidir.


Öyle ki hayvancılık sera gazı salınımının %18’inden sorumludur.Dünya çapında gerçekleştirilen ulaşımın sebep olduğu salınımın toplamı ise %13’tür. Besi hayvanları ve onların atık ürünleri yılda en az 32 milyon ton karbondioksit üretir ki bu da dünya geneli sera gazı üretiminin %51’ine denktir. Besi hayvanlarının atık ürünü olan metan gazı, 20 yıllık bir süre içinde karbondioksitten 25-100 kat daha yıkıcı etki yaratır ve küresel ısınma üzerindeki etkisi karbondioksitten 86 kat daha fazladır.[1]

Hayvancılık; insan aktivitesi sonucu oluşan nitröz oksit gazı emisyonunun %65’ini oluşturur. Nitröz oksitin küresel ısınma üzerindeki etkisi ise karbondioksitten 296 kat daha fazla olup,bu gaz 150 yıl atmosferde kalabilir. Sadece inekler (dünya çapında) günde 150 milyar galon (567 milyar litre) metan gazı üretirler. Yapılan araştırmalara göre fosil yakıt tüketimi tamamen bırakılsa bile sadece hayvan yetiştirme sonucunda 2030 yılına kadar, 565 gigaton (656 milyar ton) olan karbondioksit sınırını aşacağı tespit edildi. 2050 yılına kadar hayvancılık kaynaklı emisyonun %80; enerji kaynaklı emisyonun ise 2040 yılına kadar %20 artacağı düşünülmekte. Hayvan yetiştiriciliği için yıllık 129-287 trilyon litre kullanılmaktadır.Yarım kilo et üretimi için 9.450 litre, yarım kilo peynir üretimi i.in 3.402 litre ve yarım kilo yumurta üretimi için 1.803 litre, yarım kilo süt üretimi için 3.780 litre su gerekmektedir. Hayvancılık faaliyetleri günümüzde taze su tüketiminin %20-33’ünü oluşturur. Sadece ABD’de hayvancılık için gerekli su, tüketimin %55’ini oluştururken; evlerde kullanılan su bu tüketimin sadece %5’ini oluşturur.[2,3]

Gerekli matematik işlemleri yapılırsa çıkarılması gereken sonuç dişlerimizi yıkarken musluğu kapatmanın,daha kısa duşlar almanın, toplu taşıma araçlarını tercih etmenin tek başına küresel ısınma üzerinde olumlu etki yaratmayacağıdır. Metan gazı emisyonunun azaltılması bu süreç üzerinde neredeyse anında pozitif etki gösterir. Bu da hayvancılık faaliyetlerinin azaltılmasını gerektirir. Kabul etmek istemesek de bitkisel beslenmeye yönelmek hepimizin yararına olacaktır. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz Netflix’te ”Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı” adlı belgeseli izleyebilirsiniz.
Kaynakça: